Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin il vasfına büründürülmesi konusunu epey sorunlu görüyoruz
Anahtar Parti Sözcüsü Fuat Geçen’den Kıbrıs yorumu:
“Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin il vasfına büründürülmesi konusunu epey sorunlu görüyoruz”
Ali Mahir Başarır’a: Bir siyasetçi bir cumhurbaşkanına eleştiri yaparken bu dili kullanmamalı. bu dil, hakaret dolu bir dil
Anahtar Parti Sözcüsü Fuat Geçen, düzenlediği basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. Geçen, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Kıbrıs açıklamasıyla ilgili, “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir devlet. Bir topluluktan bir devlete evrilmiş Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir il vasfına büründürülmesi konusu bunu dile getirme konusunu epey sorunu görüyoruz Anahtar Parti olarak” dedi.
Geçen, CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözleriyle ilgili de, “Bir siyasetçi bir cumhurbaşkanına eleştiri yaparken bu dili kullanmamalı. Bu dil, hakaret dolu bir dil. Siz salonun coşkusuna kapılarak bir takım kontrol dışı şeyler söyleyebilirsiniz ama doğru şeyler söylemiş olmazsınız” değerlendirmesinde bulundu.
Anahtar Parti Sözcüsü Fuat Geçen, partisinin genel merkezinde basın açıklaması yaptı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Geçen, konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi:
Yaralılara acil şifalar…
Genel Başkan Yardımcımız, Sivil Toplum Kuruluşları Başkanımız Sayın Hayati Çetin parti programımızdan dönerken dün gece saat 1 sularında Çorum il sınırları içerisinde, Kopara mevkiinde bir kaza geçirdi. Kaza iki aracın çarpması şeklinde meydana gelmiş. Şu an itibariyle can kaybımız yok. Partilerimizin yanı sıra kazaya karşılan diğer araçta da yaralılar var. Hayati Başkanımız şu anda Çorum’dan Ankara’ya nakledilmek üzere. Hayati tehlikelerinin olmadığı konusunda an itibariyle bir bilgi var. Sayın Genel Başkanımız, olayın meydana gelmesinden itibaren gece boyunca hadiseyi çok yakından takip etti. Çorum Valisi Sayın Ali Çalgan Bey’in ilgisi, olaylara müdahalesi, bizim açımızdan şükrana değer bir davranıştı. Çok teşekkür ediyorum sayın Valimize. Kış şartları, yol güvenliği sorunları başlamak üzere. İnşallah yaralarımız bir an önce acil şifaya kavuşurlar. Vatandaşlarımıza da, partilerimize de buradan geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.
Irak ve Suriye’deki tezkereleri olumlu değerlendiriyoruz
Cumhur İttifakı’nın tanımlamasıyla Terörsüz Türkiye süreci; AK Parti, MHP ve DEM Parti yetkililerince sürecin en başından beri, PKK terör örgütüyle herhangi bir pazarlığın veya bir ön şartın olmadığı şeklinde lanse edilmesine rağmen, gelinen noktada DEM Parti tarafından Anayasa ve kanun değişikliği, terörist başına umut hakkı gibi talepler artık cesurca dile getirilmektedir. TBMM’de terörist başı lehine sloganlar atılmakta; PKK’nın tüm alt oluşumları ve Suriye’deki uzantılarının da tasfiyesi noktasında açık bir çağrı yapmayan terörist başının bizzat kendisi tarafından umut hakkının talep edildiği bir noktaya gelmiş bulunulmaktadır. Bu gelişmelere rağmen Cumhur İttifakı bu konuda sessizliğini korumakta, sürecin muhataplarının bu hadsiz talep ve söylemlerini yok sayarak herhangi açıklamadan kaçınmaktadır. Anahtar Parti olarak en başından bu yana yürütülen bu sürecin karşısındayız. Terörsüz Türkiye olarak adlandırılan süreç hakkındaki görüşlerimize paralel olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Irak ve Suriye’deki görev süresinin 3 yıl uzatılmasına ilişkin tezkerenin kabul edilmesini olumlu değerlendiriyoruz.
Kıbrıs üzerinden bilek güreşi yapılmamalı
Geçen, pazar günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarına göre Tufan Erhürman, yeni Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Anahtar Parti olarak Tufan Erhürman’ı kutluyor ve görevinde başarılar diliyoruz. Seçim sonucu ile ilgili Türkiye’de iktidar ve ana muhalefet tarafından yapılan değerlendirmelerde sorumlu bir dilin kullanılması gerektiğine vurgu yapmak isterim. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının seçme iradesine zarar verecek açıklamalardan ısrarla kaçınılmalıdır. Kıbrıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adaylarının seçim sırasında dile getirdikleri konular üzerinden bilek güreşi yapılmamalıdır. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet olarak varlığını sürdürmesi ve diğer uluslar tarafından tanınması konusu Türkiye’nin öncelikli meselesi olup federasyon ve benzeri konuların dillendirilmesi dahi asla kabul edilemez. Türkiye Kıbrıs’tır; Kıbrıs da Türkiye’dir. Bu gerçekten hareketle Kıbrıs’ın geleceği Türkiye’nin de geleceğidir. Bu gerçek, seçilen Cumhurbaşkanı kim olursa olsun değişemez ve değişmemelidir.
Gazze’deki gelişmeler
ABD Başkanı Trump’ın Gazze planı şeklinde ilan ettiği sözde barış projesinin Hamas ve İsrail tarafından kabul edilmesiyle ateşkes yürürlüğe girmiş; ancak esir takaslarının gerçekleştirilmesinden kısa bir süre sonra İsrail ateşkesi ihlal ederek yeniden masum insanları katletmeye başlamıştır. Başta Trump’ın açıklamaları olmak üzere, yapılan diğer açıklamalardan da anladığımız üzere Gazze planının kabulü için Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve ilgili kurumlarımız büyük çaba harcamıştır. Mısır’da gerçekleşen mutabakatta attığımız imza ile sorumluluk yüklendiğimiz anlaşmanın tek taraflı olarak ihlal edilerek masum insanların katledildiği, anlaşmanın bir parçası olan insani yardımların keyfi olarak kısıtlandığı mevcut durumda hükümet, aldığı sorumluluğun gereği olarak artık gerekli adımları atmalı, bu konuda sorumluluk alan ülkeler ile acilen temas kurarak İsrail’in bu katliamlarının önüne geçilmesi adına çabalarını artırmalıdır. Bir diğer önemli husus; sürecin tamamı ele alındığında sözde barış projesi olarak Gazze halkına dayatılan bu modelin, işgalini düşündükleri bölgemizdeki başka ülkelere de emsal bir yöntem olarak uygulanması tehlikesini hatırlatmak isterim. İşgal etmek istenilen bir bölgede başta karışıklık, abluka, soykırım gibi yöntemlere başvurup sonrasında çaresiz kalan halkı kendisine dayatılan manda yönetimine razı etme yöntemi, bölge ve dünya barışı için büyük bir tehlike arz edecektir.
Ahmet Minguzzi davası
Ahmet Minguzzi’nin katillerine yönelik mahkemece, kanunların öngördüğü en üst sınırdan verilen ceza biraz olsun acımızı hafifletmiştir. Beraat eden sanıklar hakkındaki hükümle ilgili de gerekli itirazlar yapılarak üst mahkemece hakkaniyetli bir karar verileceğine inanıyoruz. Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu’nun yeniden gözden geçirilerek suça sürüklenen çocuklar için belirlenen ceza ve infaz sistemi de dahil olmak üzere bir düzenleme yapılması vazgeçilmez bir zorunluluk haline gelmiştir. Ahmet Minguzzi cinayetini, basit bir gençlik kavgası sonucu gerçekleşen bir olay olarak değerlendirmek mümkün değildir. Olay sonrası vicdan azabı ve mahcubiyet duymamaları bir yana, acılı aileye yapılan baskı ve tehditler, merhumun mezarının tahrip edilmesi gibi konular, mensubu oldukları yapının ne kadar cüretkâr, korkusuz ve vicdandan uzak olduğunu açıkça göstermektedir. Bununla birlikte sokaklarımızın neden bu kadar güvensiz hale geldiği, gençlerin neden birtakım çetelerden ilham alarak suça meyil ettiği hususları da ayrı bir değerlendirme konusu yapılmalı; bu sosyolojik durum için gerekli tedbirler, konu ile ilgili doğrudan sorumlu olan Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliğiyle acilen alınmalıdır.
Nadir toprak elementi
Son günlerde ana muhalefet partisi ile iktidar arasında nadir toprak elementlerinin akıbeti hususunda birtakım polemikler yaşanmaktadır. ABD Başkanı Trump’ın nadir toprak elementleri konusundaki talepkar tavrı herkesin malumu olup, Eskişehir’de bulunan yüksek miktardaki rezervler umarız ki ABD veya bir başka ülke ile herhangi bir hususta pazarlık konusu haline getirilmez. Mevcut rezervlerin çıkarılması veya işlenmesi konusunda elbette iş birliği yoluna gidilebilir; ancak milli çıkarlarımızı zedeleyecek nitelikteki anlaşma veya ortaklıklardan kaçınılmalıdır.
Mağduriyeti giderecek şekilde düzenlenmeli
Ekonomiyi düzeltme çabaları kapsamında başvurulan vergi oranı artışları, tarife değişiklikleri ve zamlar halihazırda enflasyon karşısında beli bükülen vatandaşı daha da çıkmaza sokmaktadır. Yeni eğitim-öğretim yılının başlaması ile beraber kırtasiye malzemelerindeki fahiş fiyat artışlarına ek olarak kıyafet, yemek, servis ücreti ve benzeri zorunlu diğer masraflarla birlikte eğitimin aile bütçelerini daha da zorlar bir sürece evrildiğini görmekteyiz. Ekonominin getirildiği bu noktada vatandaş en temel ihtiyaçlarını dahi sağlamakta inanılmaz güçlükler yaşamaktadır. Siyasal iktidarca bu gerçekler göz önünde bulundurularak Ocak ayı asgari ücret ve maaş artışlarının çalışanların ve emeklilerin mağduriyetlerini giderecek şekilde belirlenmesi hayati önem taşımaktadır.
Birinci yıl kuruluşu
1 Kasım 2025 Cumartesi günü saat 12.30’da Büyük Ankara Kongre Merkezi, Kuzey Ankara Külliyesi’nde 1. kuruluş yıldönümü programımızı gerçekleştireceğiz. Başta adalet sistemi, ekonominin geldiği nokta, yolsuzluk ve israf, iç ve dış güvenlik tehditleri ile siyasetin diğer gündem maddeleri konularında Sayın Genel Başkanımız son derece önemli açıklamalarda bulunacaktır. Etkinliğimize tüm vatandaşlarımızı bekleriz.
Bahçeli’nin Kıbrıs açıklaması
Sayın Bahçeli’nin Kıbrıs parlamentosu seçime tanımasın ve biz 82. vilayet olarak açıklamasını ben de kamuya açık kaynaklardan öğrendim. Kıbrıs, Türk Cumhuriyeti bir devlet. Biz bu devlet olması yolunda ödenen bedellerin farkındayız. Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapan siyasilerimize, ebediyete intikal edenlere rahmet ediyoruz. Tüm Türkiye rahmetle borçlu. Bir topluluktan bir devlete evrilmiş Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir il vasfına büründürülmesi konusu bunu dile getirme konusunu epey sorunlu görüyoruz Anahtar Parti olarak. Oradaki sıcak bir takım psikolojik söylemlerin etkisinde kalarak böyle bir şeyin söylendiğini düşünmek isterim. Aksi halde böyle bir şeyin ne Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ne Türkiye Cumhuriyeti’ne söyleyeceği şeyler olmadığını belirtmek isterim. Bu tür hadiseler çok iyi düşünülüp, kastı aşmaması konusunda elden gelen bütün iddiayı göstermek gerekiyor siyasetçiler olarak bizlere düşen bu.
Ali Mahir Başarır’ın cumhurbaşkanına yönelik sözleri
Ali Mahir Başarır, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Grup Başkan Vekili arkadaşımız. Şimdi siyasette Anahtar Parti şunu hiç yapmıyor dikkat ederseniz baştan beri. Bu kadim muhalefetin seviye sorumluluğu, yapılan her şeyi olumsuzlama, hakaret vari sözler konusunda o kadar sıkı bir koordinatı var ki Anahtar Parti’nin. Eleştirilerimizde çok daha nezih bir dili, katılmadığımız şeylerle ilgili çok daha ikna edici bir tarz benimsiyoruz. Bu siyasetçinin Bursa’da yaptığı konuşmada bunun olduğunu okudum. Sayın Cumhurbaşkanı’yla ilgili elbette eleştirilebilir. Biz de eleştiriyoruz. Birçok icraatını onaylamıyoruz. Fakat bir siyasetçi bir cumhurbaşkanına eleştiri yaparken bu dili kullanmamalı. Bu dil, hakaret dolu bir dil. Bu dil aşağılamanın ötesinde bir takım ima ve temalarla, bu siyasetin iklimine çok fayda getirmez. Taraftarlarınızı konsolide edebilir. Siz salonun coşkusuna kapılarak bir takım kontrol dışı şeyler söyleyebilirsiniz ama doğru şeyler söylemiş olmazsınız.
CHP duruşmasında papatya falı yapılıyor!
Cumhuriyet Halk Partisi’nin konusu cuma günü 24’ünde bir duruşması var. Burada papatya falı yapılıyor. Mutlaklanma olur, iptal edilir. Sonuçlarıyla yoksayılmanın ötesinde mahkeme ertelenir mi? Yoksa mahkeme ret mi eder? Bu kadar kaotik kargaşanın ana sebebi şu. Bakın, Siyasi Partiler Kanunu’nda bu tür hadiseleri anlamsız kılacak kadar kuvvetli bir kanun koyucunun öngördüğü bir kanun yok. Yüksek Seçim Kurulu kendi görev alanını kanunla tanımlamış. Ben seçimle alakadar olurum diyor. Dolayısıyla parti bana diyorsa ki kongre yapacağım, ben ayrışık olarak düşünür, yaptırırım. Verdiği iki karar da bunu doğruluyor. Peki, bu asil hukuk mahkemesine yürütülen şeyin referansı ne? Medeni kanun. Orada tıkandığı zaman dernekler kanunu, orada da tıkandığı zaman siyasi partiler kanunu. Bunlara yöneliyor. Demek ki bizim siyasi partilerin aradan 3 yılda geçse, 2 yılda geçse kongreleriyle alakalı zaman aşımına uğramayan, çeşitli kanunlardan istifade edilerek onların bu durumların sorgulandığı bir kaotik bir şey var. Bakın bugün iktidar muhalefeti bu manada yorarak bunu yapıyor, yarın aynı muhalefet başka birini yormak için bunu yapabilir. Onun için yasamanın bir an önce bu kaotik ortamı ortadan kaldıracak, süreyle sınırlı, aynı Yüksek Seçim Kurulu’nda olduğu gibi, Siyasi Partiler Kanunu’nda bu işlere açıkçası cevaz verecek, olayları tıkayacak bir kanun düzenlenmeye gitmek mecburiyeti var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ana muhalefet olarak yorulması, kendi içerisinde sorun yaşanması konusunda iktidarın bir gayreti var. Görüyoruz bunu. Bu siyasi etik içerisinde olursa siyaset olur. Ben bir partiyle ilgili onu yorabilirim etik çerçevesinde. Seçmenine mesaj verebilirim. Birlikte biriyle olabilirim. Bunların hepsi mümkün. Siyaset etiğinin dışına çıktığı zaman, iktidarı elkinin gücüne dayalı olarak kullanıldığı zaman bunu doğru bulmayız. Bunun aslında siyasette de geçmişte de hiçbir faydası olmadı. Geçici fayda gibi görüldü. Fakat daha sonra kamu hafızası bunun hepsinin hesabını sordu.”
